6 Temmuz 2016 Çarşamba

kavakların arasında

bir sıra kavağın arasında sahtekar bir yağmur ferahlığıyla yürüdüm önümdeki sahile.
Kimse dur demedi.
durmadım ben de.
boşluklarımı kesiklerle yamadığımdan beri bir garip hafiflik var içimde
ardımdan bakanlara bakmadan yürüdüm önümdeki sahile
bir çevirsem başımı biliyordum vazgeçeceğim suya kavuşmaktan
adımlarıma isim verdim, elimi değdirdiğim ağaçlara isim verdim
ama unuttum elimi çeker çekmez, adımımı atar atmaz
unutmak gerekiyordu
unutuluyordu her şey
küskünlüklerimi ardımdakilere emanet edip hafifliğimi giymiştim epeydir
bir yosun kokusu peyda oldu her adımımda
bir yosun kokusu bir masal anlattı burnumdan beynime
doğa konuşuyordu
içimi rahatlatan ne varsa burnumdan ve kulağımdan beynime geçiyordu
gözlerimi kapattım sonunda
görülmesi gereken ne yeşildi ne de mavi
içimdeki aydınlığı gördüm
durdum
durmamam gerekti
ama durdum
ardımdan ıslık sesleri gölgeliyordu aydınlığımı
daha sıkı yumdum gözlerimi
aydınlığımda bir gölge dans ediyordu
yüzü bana dönmedi hiç ama tanıdım gölgenin sahibini
gerçekten bu kadar güzel dans ediyor muydu dedim içimden
bir garip ferahlık düştü önüme
içimden bir şeylerin çıktığını hissettim
gölgeye eşlik etti adımlarım
yosun bir zeminde kaymadan atıyorduk ritmik adımlarımızı oradan oraya
yüzünü yine de dönmedi karşımdaki gölge
yokmuşum gibi sergiledi tüm figürlerini
gerçekte de böyle olmamış mıydı dedim kendi kendime
kendi halinde dans eden gölgeye özlemin dansını göstermek istedim
gösterdim
görmedi
nasıl da istemiştim ela gözlerine bakıpta bir aptal tebessümle izlemesini
izlemedi
izlemeyecekti
içimden çıkanlar tekrar içime yerleşti
ve gölge tek başına dans etmeye devam etti
dans etti
dans etti
dans etti
ve müzik bitti
sanki bunu beklermişcesine aydınlığın içinde dağıldı
aydınlığın kör edebildiğini gölge gidince farkettim
kör oldum
siz hiç ruhunuza kör oldunuz mu
sağır?
dilsiz?
beni görmeyen bir gölgeye döndüm kendi içimde
hangi müziği çalmak gerek unutamadığınız bir gölgenin hiç bilmediğiniz dansını izlemek için
bir yosun masalında kaymadan dans eden bir gölgeyi kör olmuş ruhum içimde
yoktu
açtım gözlerimi
önümde mavi vardı
üstümü yeşil kavaklar kaplıyordu
kulağımda sahtekar bir yağmur sesi
ve ardımdakiler ıslıklarını salıyorlardı
dönmemem gerekti
dönmedim
yürümem gerekti yürümedim
içimde çoktan kaybolmuş bir gölgey aramak için durdum
durduğum yerde gölgeleşiyordum
ve bir sahtekar yağmur sesine atlayıp kayboldum.